Bos ev (Bin-jip) (2004)

Bos ev (2004)Bin-jip

Puan 8.2 / 10
Senin Puanın
Yönetmen
Dil
Korece
Ülke
Güney Kore
Süre
88 dakika
309
15
746
185
Rainbow profil fotoğrafı
Rainbow
Anlatılmak isteneni sessizce ama en başarılı bir şekilde Kim Ki Duk yapıyor, tartışmasız. Eline su dökeni görmedim. Yaşasaydı kim bilir daha nice incilerine tanık olurduk. Bıraktığı incilerin hiç birinin de kıymeti yok olmasın sinema camiasında??
error_outline
neredeyse 3 yıl önce
Eternity profil fotoğrafı
Eternity
Hayatını kaybettiğine hala inanamadığım büyük yönetmenin en sevdiğim filmlerinden. Kore sineması için de önemli bir yapıttır. Sanıyorum, 2000'li yıllarda Dünya'da en çok bilinen Kore filmlerinden biri olabilir.
error_outline
yaklaşık 3 yıl önce
kaptankaptanim profil fotoğrafı
kaptankaptanim
Filmle ilgili bir sürü yorum okudum çoğu olanı görüyor ya da anlamıyor. Sadece görünenlerle dünyayı değerlendiriyoruz. Filmi alıp üçe bölsen üçü de ayrı birer şaheser olabilecek değerde. Varoluşçuluk teması bu kadar mı sezilemiyor hayret ediyorum insanlara. Film aşk filmi falan değil. Gerilim ya da Dram'a da yakıştıramadım ben. Baba baba festival filmi. Tam bir argüman. Tartı, gölge, golf, seçilmiş tek müzik, alet çantası bunlar da birer sembol. Onarıcı kabiliyetleri olan bir insanın duygulara mekanik yaklaşamayacağını kanıtlıyor. Golf: Sürekli tekrarlanan hareket mekanik enerjidir. Tıpkı sabah uyanıp, yattığımız yerden kalkıp, yüz yıkayıp güne başlamak ve gece gene uyuya kalmak gibi. Eylem yapmadan düşünce gücüyle gerçekleştirilen hareket kinetik enerjidir. Filmin sessiz her anı bir rüya sekansıdır. Bu nedenle romantiktir. Çünkü hayatta sessizlik mümkün değildir. Saatin tiktaklarını işitmeye ihtiyacımız var. Gerçekliğe kendimizi inandırabilmemiz için. Devinim halinde olmayan durağan bir eylem çünkü durmak da bir eylemdir; statik enerjidir. Dururuz, dinleriz, anlarız. Başka bir açıdan konuşmayız, anlaşılmayız ve sonunda suçlanırız. Bizim eylemlerimiz başkalarının yargılarını belirler. Hayatta sadece yargıç olmamak zaman zaman düşünür de olmak gerek ki her zaman yargılayan değil sorgulayan da bir yapımız oluşabilsin. Hayatın kendisini bu kadar net ifade ettiği için de bir şaheserdir bu film. Mekanik yapıların içinde kendi mekanik yapımızı oluşturduğumuzda bu bizim doğalımız olur. Tıpkı sürekli tanımadığı insanların evlerine tüm endişelerden kurtulmak için önlem alarak girmek gibi. Kapılara sılan broşürler evlerin boş olduğunu bir hikayesi olmadığını göstermez ya da kanıtlamaz. Endişe de kuşku da korku da daima vardır. Oyunculuk yapıyorum ve film beni şu fikre yöneltiyor. Sahnede doğal oynamaya çalışıyoruz ama hayatın kendisi o kadar mekanik ki, kornalar, zil sesleri, saatin tiktakları vb.. bunların içinde doğal gelişen bir hayat yaşamıyoruz. Hayat doğal değil doğalın içinde de değil. Sahnede doğala ulaşmak için mekanik metotları kullanmamızın nedeni bu. Hareket duyguyu, duygu hareketi getirir düşüncesi. Bu bağlamda başkasının doğal yaşantısı ile benim doğal hayatım hiç karşılaşmıyor aslında. İki mekanik hayat karşılaşıyor ve başka mekanikler yaratıyor. Filmde evlerine girilen aileler (Uyumlu olmak için güçlü olmanın gereğini vurgulayan boksör, merhamete değer vermeyi mecbur kılan oyuncak silahlı aile, akraba ilişkilerine değer verme zaruriyetini gösteren sürekli yaşlı babalarını arayıp soran oğul ve gelin, ekonomik özgürlüğü ve eril gücü simgeleyen fotoğrafçı vb) golf oynayan koca, evli barklı uyumlu kişiler örnek vatandaşlar. Ve zaman zaman bu insanlara benzemek isteyen uyumsuz kişinin uyumlanmayı kabul etmemesi, mesela kişi golf ne kadar çekici gelse de ve aynı mekanik hayatları taklit yoluyla denemek istese de kendi düşünce gücü ile özel hissetmek için alternatif bir gerçeklik yaratarak farklı bir golf mekanizması yaratıyor ve bu da mekanikleşmenin önlenemezliğine bir atıf ve ne yazık ki kendi tasarılarımız yüzyıllardır kurulu düzeni ayakta tutan tasarılardan daha güçsüz o nedenle ip koptuğunda bu durum başka canlılara zarar verebilir. Bu mekanikleşme, tasarlanacak çocuklarla ulusal değerleri, toplumsal normları koruma ihtiyacına dönüşür. Mekaniğe dur demenin yolu ruha ulaşmak, sanata, güzele ulaşmak. Mesela bir headshotu kendince parçalara ayırmak ve kendi tasarını yaratmak bunun sinyali olabilir. Ruha ulaşmak için tüm enerjileri yaşamak gerek. O zaman tartı gerçeği ya da inandığımızı (görünmeyen pinpon topunun varlığına inanmak), onardığımız tartı idealimizdekini(topa inanan ve onu elinden alan diğer mahkum) göstermeyecek. Hakikat 0'dır, ruhtur. Ona ulaşma yolunda engeller, düzen güçlerinin öğretileri, empoze ettiği kavramlar vardır. (İki düşünceyi ayırmaya çalışan uyumlu gibi görünen ama aslında aynı hücreyi paylaşan diğer mahkumlar) Bunu da gardiyanın deneysel varoluş süreci çok net aktarıyor. Başta tek ihtimal vardır. Sonra başka bir ihtimal olabileceğini fark edersin ve kendi ihtimal düşüncen çürümeye başlar o zaman sinirlenir ve şiddete baş vurursun. Üçüncü ihtimalde kendini hazırlar ve akıl ile mantık yolunu devreye sokarsın bir şeyleri çözebileceğine kendini inandırırsın ve bu haz gene şiddete dönüşür. Sonunda üçten dörtten fazla ihtimale tanık olduğunda mağlup olur hayattan darbeni yersin. Bahçeye giren yabancıyı bir anlık doğal kabul etmek korkuya, endişeye, kuşkuya dur demek statik enerjiyi yaşamaya çalışmak sonraki seferlerde onu hiç fark etmeden huzur içinde yaşamanın mümkün olduğunu gösteriyor. Bazen bize öğretilen anormal düşünceler hakikatte normal olan olabilir. Ki zaten normal ile anormal arasında kaç seviye olduğunu bilmediğimiz, bilemeyeceğimiz için anormali istedikleri gibi bize göstermekte özgürler. Ama bizim özgürlüğümüz de "anormalleri" normal kabul edebilmek. Kelimeler bazen ifade gücümüzü kısıtlıyor evet. Nasıl hafifledim bir bilseniz..
error_outline
neredeyse 4 yıl önce
husevni profil fotoğrafı
husevni
Aşk filmi olarak geçse de bence filmin konusunu anlatmak için söylenecek üç kelimeden üçüncüsü aşk olmalı. Onun öncesinde söylenmesi gerekenleri zaten filmin sonundaki yazı özetliyor. Beyin yaktı.
error_outline
4 yıldan fazla önce
sabriayes profil fotoğrafı
sabriayes
izlediğim en etkileyici saçmalık bu oldu. anlatmak değil hissettirmek kaygısı bu filmdeki, gerçekten iyi yönetmenlik. umuyorum etkisi fazla sürmez üzerimde.
error_outline
neredeyse 5 yıl önce
PaRaNoYa7 profil fotoğrafı
PaRaNoYa7
Filmi açıkçası hiç beğenmedim. Sevgiliniz 2 dakika geç cevap yapsa mesajınıza kıyamet koparırsınız ama 2 kişinin konuşmadan aralarındaki anlatılan aşkı hissedemedim ben. Yani tamam konuşmak herşey değildir ama iletişim kurmak için gereklidir. Neden sustuklarını konuşmadıklarını dahi anlamadım. Benim idrakımdaki aşk bunun tam zıttı. Keşke konuşmadan iletişim kurabilsek ama bu çok ütopik bir dilek bu. Beğenenleri genel olarak eleştirmiyorum. Sonuçta herkesin aşka bakış açısı farklıdır ama ben kelimelerle iletişim kuramadan ortaya çıkan bu duyguyu aşk olarak nitelendiremiyorum.
error_outline
neredeyse 5 yıl önce
seda profil fotoğrafı
seda
minimum diyalogla bir dakika bile sıkmadan bu kadar şey anlat. büyüksün kim ki duk.. şiir gibiydi resmen, büyülendim
error_outline
5 yıldan fazla önce
Sefa profil fotoğrafı
Sefa
Sessizlik içinde yaşanan bir aşk. Tamam her şey güzel diyalogsuz duygu aktarımları ki her ne kadar nolur sesinizi duyim desemde olmadı ve aşk gibi unsurlar rahatlatıcı bir müzikle aktarılmış ancak asya filmlerindeki saçmalılıkları biliyoruz da bende böylesini hiç görmedim. Genel olarak idare ederdi.
error_outline
6 yıldan fazla önce
rejm profil fotoğrafı
rejm
yaşamın, kelimelerin ötesinde olduğunu işaret etmek için korece bir aşkı arapça seslendirmek... https://www.youtube.com/watch?v=YY6x6pVm6Ng
error_outline
neredeyse 7 yıl önce
rejm profil fotoğrafı
rejm
İkiden bire, birden sıfır'a yükselmenin; birbirinde kaybolup birlikte yok olmanın hikayesi. 65 ile 47'nin toplamının 0 olduğu bir yerde, zaten sessizlikten başkası anlamlı olmazdı.
çok ince, çok naif; çok, çok güzel bir film.
error_outline
neredeyse 7 yıl önce
Lioness profil fotoğrafı
Lioness
Etkisini üzrimden uzun süre atamadığım nadir filmlerden biri..
error_outline
neredeyse 7 yıl önce
Kangshanaga profil fotoğrafı
Kangshanaga
Vay Kim-ki duk vayy. Bu kadar az diyalogla böyle bir film. Aşkın çok değişik tasvirlerinden birini yapmistir; susarak konuşan, susarak anlatan, susarak yaşatan ve kelimelerin bu denli anlamsız olduğu bu film. Boyle bir film hakkında çok fazla konuşup-yazip da büyüsünü bozmamak en iyisi.
error_outline
7 yıldan fazla önce
atillalkan profil fotoğrafı
atillalkan
kızın ürkek ürkek fotografa girmek istemesi :)en güzel sahnesiydi filmin.
error_outline
yaklaşık 8 yıl önce
berrn profil fotoğrafı
berrn
aşk için konuşmaya gerek yok demiş ve iki kişiden nasıl bir olunur göstermiş kim ki duk. Aslı ve olmak isteneni inanılmaz güzellikte sunmuş. Sessizlikten doğan mükemmellikle aslında konuşmanın ne kadar gereksiz olduğunu gösteriyor ve ekliyor 'her şeyden önce sevgi' Tümüyle Harikaydı! Müziklerin güzelliğinden dem vurmadan gidemeyeceğim.
error_outline
yaklaşık 8 yıl önce
Biryudumviski profil fotoğrafı
Biryudumviski
Kelimelerin, cümlelerin, sayfalarca yazmanın, saatlerce konuşmanın bir anlamı yok bu filmden sonra...
Bakışların, yüreğin, hissetmenin sonsuz gücü var.
error_outline
8 yıldan fazla önce