İlk başta film mekan olarak hep böyle mi geçecek diye düşündüm cidden. Başlarda alışması zor oldu ama karakterleri tanımaya başladıkça konuyu anlamaya başladıkça filmin içinde kaybolur oldum. Ciddi anlamda insan ne demektir, nasıl zaafları,hareketleri vardır, yaptıklarının sorumluluğunu alabilir mi? Film bunlar üzerine genel olarak. Aşırı sinirlendiğim yerler oldu. Her seferinde Grace'in finalde neler yapacağını bekledim. Benim için hak edilmiş bir sondu. Izlenilmesi gereken bir film.
Anlatım tarzı ilk başta hoşuma gitmese de (ki şu sahneden sonra bu replikten sonra normal görüntüye geçer herhalde diye bekledim sürekli) izledikçe gözüm alıştı ve tiyatro havasında geçiyor olması da bir yandan hoşuma gitti ve çok da mekan aramaz oldum. Tabi izledikçe olaylara beni çekmesi ve merak uyandırması da bunda çok etkiliydi. Filmin uzunluğu biraz bunaltıcı olsa da part part bölünmüş olması nedeniyle ben de dizi gibi aralıklarla izledim ve süresinin uzunluğu bir rahatsızlık yaratmadı. Genel olarak da film oldukça başarılıydı. Nicole Kidman da kendisini izletiyor zaten. Diğer isimler de çok büyük oyuncular olmasa da o kasabanın atmosferini yansıtmayı çok iyi başarmışlar. Filmi gittikçe beğenirken finalinden hiç hoşlanmadığımı söyleyebilirim. Daha farklı ve hikayeye uygun başka final olmasını isterdm açıkcası. 7,2/10
Başlarda roman tiyatro film arasında bir yerdeki anlatım tarzı ağır gelse de daha sonra alıştım ve gözümü ayıramadım- tabi büyük bir kalp sızısıyla- Film hakkında bir çok şey söylenebilir ama hiçbiri bu 3 saatlik ''insanlık özeti''ne yetmez. Ve sen Trier! Büyük adamsın hem de bümbüyük. Gözyaşlarımla ellerinden öpüyorum, varol.
İlk başta film değil de sanki bir tiyatro izliyormuş gibi gelsede bir süre filmin içinde kayboluyorsunuz. O kadar özel bir film ki! Yığınla meteforların işlendiği, adalet, iyi, kötü, kibir v.b kavramları ve toplumun yüzsüzleşen ahlaki ve etik değerlerine karşı güzel eleştiri getirmiş. Filmde yaşananlar yabancı gelmeyecek günümüz yaşantısından pek bir farkı yok.
Ahlaklı, yardımsever, iyi insan rolüne bürünüp zamanla gizledikleri kıskançlık, tutku, hırslı tavırları takmış oldukları maskeleri düşürmesini de biliyor. Grace'in yaşadıkları içinizi parçalayacak... Kasaba halkı tarafından yapılan kötü davranışlara ve kötülüklere resmen bir azize gibi katlanırken, her yönden sömürülmesi, resmen boyun eğmesi, sineye çekmesini söve söve izleyebilirsiniz.
Toplumdaki insani değerlere önem veriyormuş,bireye saygı duyuyormuş,birbirlerini seviyormuş,değer verip yardım ediyormuş gibi davranan yani realde böyle olmayan maske takınmış tiplemeleri gayet güzel alegorik anlatımıyla bunu yine aslında her şeyin farkında olan bizlere,seyirciye bir kez daha hatırlatıyor...Menfaatler,çıkarlar yüzünden mi demeliyim- sayesinde demek daha yerinde olur şahsen -insanoğlunun düşen maskelerini görüveriyoruz...Grace ' e hak vermek gerek bir noktada bu yüzden ...Aferin Grace yerinde bir karar kötülük kalmasın adına güzel,etkileyici bir temizlik :)))
İnsan nedir? Ne tür bir varlıktır? Bunu fazlasıyla can yakıcı şeklide anlatan bir yapıt. Ama beni tam kalbimden vuran noktası 3 saatlik filmin sadece tiyatro sahnesinde ve birkaç dekorla çekilmiş olması. Öyle bir etkiyi böylesine sınırlı alanda vermek , işte bu sanat. Oyunculuklar kocaman alkışı hakkediyor. Derin cümleler işlenmişti ve film bitince oturup düşünme ihtiyacı hissettiriyor. Beni oldukça etkiledi..
Hayatınıza böyle filmleri dahil etmeye çalışın,hayatınızı sorgulatan,kendinizle iç hesaplaşmalara gireceğiniz bu tür filmler gerekli her bünyeye.Bir filmi izledikten sonra sizi derin düşüncelere sevk edip,vicdan muhasebesi yaptırabiliyorsa o filmi bir kenara ayırın ve ne zaman kötü hissetseniz o filme tekrar kucak açın.İnsanlık adına yapılmış başyapıtları es geçmeyin derim.Tıpkı bu film gibi.
Bu kadar basit dekordan nasıl iyi film çıkar ki diyebilirsiniz önce,ki, ben böyle başladım filme.Sonra vay be çıkıyormuş diyorsunuz,hem de anlatılana ve karakterlere daha çok odaklandığınızı farkediyorsunuz.Konu çok iyi bi konu,çünkü İnsan denen yaratık var olduğundan beri ve yok olana kadar sürecek Güçlünün zayıf olanı ezmesini yani kibri yani bencilliği yüzümüze çarpıyor.Evet bizde onlardan biri olabiliriz ya da dönüşebiliriz.O yüzden affettiğimiz ve affetmeyeceğimiz şeylerin ayrımını iyi yapmayı öğrenmek zorundayız.
Oldukça rahatsız edici, bir o kadar da muhteşem bir film.Genel olarak bende hıçkıra kıçkıra ağlama isteği ve kızgınlık uyandırdı.Bir yandan namuslu ve ahlaklı geçinirken ellerine fırsat geçtiğinde her türlü kötülüğü yapmaktan geri kalmayan insan topluluklarını gözler önüne seriyor, diğer yandan birbirlerine baka baka yaptıkları kötülükleri nasıl yadsıdıklarını gösteriyor.Filmin başından sonuna kadar içinizde büyük bir vicdan ve sorgulama mekanizması çalışıyor.Bu gerçeklerin böyle bir filmle acımasızca da olsa dile getirmiş olması güzel.Finali ise 3 saat boyunca hissettiğiniz üzüntüye çok iyi gelecek cinsten.İzlenmeli.
süresi biraz uzun ve biraz ağır işliyor özelliklede boş dekorlar arasında çekilen bir film olduğunuda düşünürsek evet ilk kısımları biraz sıkıcı gelebiliyor insana. ama o nasıl bir finaldir anlamadım... filmi bitirdikten sonra bile aklımdan çıkmıyor bazı sahneler... hala rahatsız hissediyorum kendimi... aldığı ödülleri sonuna kadar hakediyor... çok iyi bir film kesinlikle tavsiye olunur...
Brecht tarzı filmin başında rahatsız ederken daha sonra gerçekliğini kavramamla filme daha sıkı tutundum. Nietzsche ' nin üstün insanına açıkça atıf var. Şahane film. Kosmos sanki bu filmden esinlenilmiş havasını da duyumsadım. İzleyin.
Beni en çok etkileyen filmdir, çıkarılacak tonla mesaj vardır bu filmde. Filmden çıkarılan mesajlar sarsar, üzer, değiştirir, düşündürür. Kesinlikle çok şey katar. Devam filmi ''Manderlay'' daha az bilinse de ve ''Dogville'' kadar iyi olmasa da izlemekte yarar var diye düşünüyorum.
Ve sen Trier! Büyük adamsın hem de bümbüyük. Gözyaşlarımla ellerinden öpüyorum, varol.