Evet durağan anlatımda bir film. Ama replikleriyle kendini izletmeyi başaran bir romantizm. Benzerlerinden farklı olan en önemli yanı biraz hayatla iç içe olması, mükemmellikten çok gerçekçiliğe yer vermesiydi. Ben sevdim.
hayatta en sevdiğin kadın için ağlayışını izlerdim senin. hiçbir şey yapmazdım, gözyaşını silmezdim, teselli etmezdim, orada öylece ağlayışını izlerdim senin.
Karakterlerin hiçbirini sevmediğim halde filmden keyif aldım, bunu nasıl açıklayabilirim bilmiyorum. Bir ilişki var ortada ama bence bu aşk değildi... Sürekli planlı hareketler, bi duyguları dizginlemeler, sorgusuz sualsiz anlık yaşamak bana sığ geldi ama bir yandan da enteresan buldum. Oyunculuklar gayet iyiydi bu yüzden izlerken sıkılmadım.
film aslında durağan we yer yer sıkıcı bir film ama aşk konusuna değindiği noktalar çok gerçek çok doğru . Erdal B. gerçekten iyi oynamış ama Ben Sezin A. 'nun oyunculuğunu daha çok beğendim o kadar sabit o kadar hissiz o kadar net oynuyor ki müzeyyen'i filmdeki Arif karakterinin anlattığı we sürekli anlatmaya çalıştığı müzeyyen'i o kadar güzel aktarıyor ki seyirciye film sonunda ya bu kadın neden böyle ws demiyorsunuz aksine kendinizi Arif gibi hissediyorsunuz ... bence en güzel sahne son sahneydi :)
Filmi Erdal Beşikçioğlu bile kurtaramamış... Çoğu romantik filmlerde olduğu gibi bunda da Türkiye gerçekliğinden kopukluk mevcut. İstanbul'un orta yerinde otelde yaşayan bir garson, yazar adayı: Nereden buluyor bu parayı? O babaanne gerçek mi? O 'çoksatan' yazar var mı dünyada? O diyalogları yapan insanlar var mı?
Önce kitabı okuyup sonra filmi izlemek daha mantıklı sanırım çünkü filmde konuya Erdal Beşikçioğlu faktörü giriyor. Adını söylemeyi bile seviyorum Müzeyyen! Her şeyin özeti olsa gerek..
keske filmi izleyenler bir de kitabini okusa hatta once kitabini okusa nasil guzeldir. film de guzeldi, guzel uyarlamalardan olmus. kitaptan cok filmde guzel diyaloglar vardi o ayri (:
monologlar iyidi be :) ki bu en sevdiğim ''Bazen insanlar biri yarım sanır iki yaparak tamamlamaya çalışırlar. Oysa iki lanet bir sayıdır. Kendine yetmez hep üçe koşar bu yüzden arkadaşlarımın evlenmesi hüzünlendirir beni.''
İlhami Algör ün harika eserinin filmi yorumlar kötüydü ama ben kitabını okuyup izledim ve çok beğendim alışılmışın dışında bir aşk hikayesi oluşu insanların hoşuna gitmemiş sanırım..
filmi gece izledim yorumu simdi yapiyorum. gece bi seyler yazdim ama necati sasmaz'in basin aciklamasi gibi olunca silip uyudum :) izleyen herkes erdal besikcioglu'nun oyunculugu cok iyi demis. dogru da demisler, uzerine bi seyler solememe gerek kalmadi boylece.. hikaye bi romandan uyarlamaymis, cok da bilindik bi mevzu. tanidiginiz her 10 kisiden en az 3'unun boyle bi iliskisi olmustur diye dusunuyorum. filmi guzel yapan arif'in yazar olusu, monologlari.. zaten arif'in kafasinin icinden izliyosunuz biraz filmi. kahvehanede ideal kadin muhabbetinin dondugu bi sahne var ( o muhabbet harbiden bole yapiliyo :D ) . orda bu adam sizofren mi acaba diye dusundum biraz :) filmde bahsettigi gibi muzeyyen hakkinda pek bi sey bilmiyoruz, ogrenemedik de zaten. bi de muzeyyen'i anlatan film olsa izlerim.. bu bole yaz yaz bitmicek, begenmedigim tarafi arada pianoyla baslayan garip muzik oldu. cok suppir bi film olmasa da rafimi haketti.
Adını söylemeyi bile seviyorum Müzeyyen! Her şeyin özeti olsa gerek..