The Birth of a Nation'dan beri gördüğüm en yanlı ve yanlış tarafa adam çekmeye çalışan filmdi sanırım. Cumhuriyeti o dönemdeki yenilikleri kötüleyip ama ah hocam canım hocam havasında giden devletin avukatlarının sürekli şu herife kötülük edelim ama ne güzel adam aah ah diye iç çektiği rezalet grafiklerle ve gereksiz bir şekilde uzunluğuyla insanın içini bayan film..
İçerisindeki çarpıklık ve yanlış ifadeler yetmemiş gibi o kadar çok Cumhuriyet dönemini bir öcü gibi göstermişler ki... Filmin çekildiği yıl 2011 yani Nur cemaati ve Gülen hareketi el ele ilerler. O yüzden çekinilen bir durum yok ve vermişler mehteri.. hatta öyle ki çok şaşırdığım ünlüler bile rol almış yani.. filme geçmeden önce şöyle dip not geçeyim, ne hikmetse 2014 yılında 15 Temmuz'dan iki yıl önce Nur cemaati önde gelenleri Gülen hareketi ile bir bağlarının olmadığını açıklayarak onları sözde dışlarlar.
Film Nur cemaatine selam gönderip, Hür adamın 1. dünya savaşından sonra işgal altındaki İstanbul'a gelişi ve sözde paşanın kendisini görevlendirmesiyle başlar. Ama ne hikmetse Nutuk'ta böyle bir durum söz konusu değildir. Neyse efendim, camide insanlar ezan okurken "Türk askeri" camiden içeri girer ve arapça dua edemezsiniz diye insanları engeller. böyle bir saçmalık görmedim. Sözde isminin "İsmet" olduğu belirtilen bir devlet görevlisi köy halkısı teftişe gelir. yanında korucuyla dolaşırken sarıklı birilerini gördüğünde şapka kanunu çıktı diye kafalarındaki sarıkları alır ve şapka takın, yoksa hapse atılırsınız der. Köylü paramız yok der, korucu sarıklarınızı satın şapka alın yoksa hapis der. Şapka kanununda şapka zorunluluğu yoktur, yani şapkasız dolaşabilirdiniz, fazla popülizm yapılmış. Aynı korucu bağlama çalıp türkü söylenen kahvede insanların elinden bağlama alıp artık bağlama yok, mandolin çalacaksınız der. peh! böyle bir bilinçaltına yürüme yok.
Hele sonlara doğru sözde Kurtuluş Savaş'ından sonra davet edildiği Meclis'e Paşa ile özel görüşme yaptığını ve iş teklif edildiğini söyler ama reddetmiş. ama ne hikmetse mağrur yürekli, boyun eğmeyen ve esareti, alçak gönüllüğü iyi bilen hür adam Paşa'nın karşısında bacak bacağa atmış oturur. Bakın başka hiçbir sahnede böyle bir durum yokken sadece Paşa karşısında bacak bacağa oturur. Paşa kendisine İçki ve şapka kanununda yardım isteyebileceğini ve karşı çıkmaması gerektiğini söyler, kendisi istemez. Bir kere içki kanunu diye bir kanun yok.
Filmin sonunda da Barla'ya döner ve onu sözde tövbe eden korucu Ahmet Yenilmez karşılar. Ahmet Yenilmez, hani şu Deli Yürek'te mafya rolünde olup şimdilerde hükümet kanallarında olan adam.
Yani fazlasıyla yanlı ve Nur Cemaati tarafından yazıldığı belli olan film.
İçerisindeki çarpıklık ve yanlış ifadeler yetmemiş gibi o kadar çok Cumhuriyet dönemini bir öcü gibi göstermişler ki...
Filmin çekildiği yıl 2011 yani Nur cemaati ve Gülen hareketi el ele ilerler. O yüzden çekinilen bir durum yok ve vermişler mehteri.. hatta öyle ki çok şaşırdığım ünlüler bile rol almış yani.. filme geçmeden önce şöyle dip not geçeyim, ne hikmetse 2014 yılında 15 Temmuz'dan iki yıl önce Nur cemaati önde gelenleri Gülen hareketi ile bir bağlarının olmadığını açıklayarak onları sözde dışlarlar.
Film Nur cemaatine selam gönderip, Hür adamın 1. dünya savaşından sonra işgal altındaki İstanbul'a gelişi ve sözde paşanın kendisini görevlendirmesiyle başlar. Ama ne hikmetse Nutuk'ta böyle bir durum söz konusu değildir.
Neyse efendim,
camide insanlar ezan okurken "Türk askeri" camiden içeri girer ve arapça dua edemezsiniz diye insanları engeller. böyle bir saçmalık görmedim.
Sözde isminin "İsmet" olduğu belirtilen bir devlet görevlisi köy halkısı teftişe gelir. yanında korucuyla dolaşırken sarıklı birilerini gördüğünde şapka kanunu çıktı diye kafalarındaki sarıkları alır ve şapka takın, yoksa hapse atılırsınız der. Köylü paramız yok der, korucu sarıklarınızı satın şapka alın yoksa hapis der. Şapka kanununda şapka zorunluluğu yoktur, yani şapkasız dolaşabilirdiniz, fazla popülizm yapılmış.
Aynı korucu bağlama çalıp türkü söylenen kahvede insanların elinden bağlama alıp artık bağlama yok, mandolin çalacaksınız der. peh! böyle bir bilinçaltına yürüme yok.
Hele sonlara doğru sözde Kurtuluş Savaş'ından sonra davet edildiği Meclis'e Paşa ile özel görüşme yaptığını ve iş teklif edildiğini söyler ama reddetmiş.
ama ne hikmetse mağrur yürekli, boyun eğmeyen ve esareti, alçak gönüllüğü iyi bilen hür adam Paşa'nın karşısında bacak bacağa atmış oturur. Bakın başka hiçbir sahnede böyle bir durum yokken sadece Paşa karşısında bacak bacağa oturur. Paşa kendisine İçki ve şapka kanununda yardım isteyebileceğini ve karşı çıkmaması gerektiğini söyler, kendisi istemez. Bir kere içki kanunu diye bir kanun yok.
Filmin sonunda da Barla'ya döner ve onu sözde tövbe eden korucu Ahmet Yenilmez karşılar. Ahmet Yenilmez, hani şu Deli Yürek'te mafya rolünde olup şimdilerde hükümet kanallarında olan adam.
Yani fazlasıyla yanlı ve Nur Cemaati tarafından yazıldığı belli olan film.