Jack the Bear (1993)

Filmi çok sevdim. Bir babanın çocuk kalışı ve çocuklarından büyük olanın büyümek isteyişi karşılaştırılmış. Babanın zor şartlarda sorumluluk almaya itilmesi çocuğun ise olgun insanların dünyasının gerçeklerini bilmezken bunu anlaması gibi tatlı anlatıları var. Etkileyici mi tartışılır. Ancak daha önce Danny DeVito'nun oynadığı ya da yaratamadığı gerçek dışı bir karakter izlemedim. Bu açıdan beni etkiledi. Dublajı oldukça zevkli Çılgın Korsan Jack'in taklitçi yengec Chuck karakterinin sesine aşina olanlar hemen tanır. Gary Sinise, pislik bir nazi hayranı rolünde. Çocukken hepimizin mahallesinde korktuğu garip ve gizemli tipler vardır. Bizler korkar uzak dururduk ama anlaşılan Amerikan veletleri bunun üzerine gitmeyi çok seviyor. Böyle çok film var. Stand By Me, Clubhouse Detectives gibi gibi. Küçük çocuğun kıyafetinin Dennis Mitchell'a benzetildiği bir bölüm çok dikkatimi çekti. Bir bölümde de soy adı Mitchell olan biri hiperaktif bir çocuğu dövüyordu bu gerçek hayattaki Dennis Mitchell karakterine bir gönderme olabilir. Yani Babalık görevini yerine getiremeyen ve çocuklarına değer veren baba karşılaştırılmış olabilir. Bu kısım tamamen anlamlandırılmıştır. Filmin vermek istemediği bir şey olabilir. Bu yazdıklarımdan etkilendiğim ortaya çıkıyor. Bakalım sizi de etkileyecek mi..