Jason Bourne (2016)

9 Yıllık özlemin verdiği açlıklar ilk seansa koşa koşa gittim. 'Bourne' bize armağan eden Robert Ludlum CIA İle ilişkileri olan bir yazardı. Bundan dolayı, onun yazdığı romanlar gerçek ajan kimliğine hep diğer yazarlardan daha yakın oldu. Bourne serisi 3 kitapdır. Ludlum'dan sonra Bourne serisini yazan Eric Van Lustbader seriyi ne yazık ki mahvetti. Bourne resmen 007 gibi içi boşaltılmış bir ajan tipine dönüştürdü. Film serisinin başarılı olmasının sebebi, temelinde Ludlum'un hikayesinden çıkmasıydı. Diğer en büyük etkenler Matt, Grangers ve senarist Tony Gilroy'du. İlk 4 filmin senaristi Tony Gilroy bu filmin senaristi değil. Ve bu ne yazık ki, filmde fazlasıyla hissediliyor. 9 yıllık hasretten sonra ortaya çıkan film ne yazık ki, serisinin diğer filmlerinden çok uzakta kalıyor. İlk 3 filmde izlediğimiz Bourne tibi bu filmde tamamen abartılı aksiyon sahnelerinin içine oturtulmuş bir ajan profili çiziyor. Hatt ajan profilinden de öte, sanki Jason Statham'ın filmlerinde ki gibi senaryo profili var filmde. O tanıdık bildiğimiz Zeki Bourne yok! Senaryo çok zayıf. Tamamen ilk 3 filmden, hatta Matt'in olmadığı 4,üncü filmde dahil, bunlardan kırma bir film çıkarmışlar. Ne yazık ki 9 Yıllık özlemimi dindiremedi. Serinin diğer filmlerini defalarca izledim. Yine oturur izlerim. Ancak bu film o defalarca izlenen Bourne filmlerinden değil. Olmamış be Bourne reis. Ama yine çekilsin yine gider sinemaya izlerim orasıda ayrı bir mevzu. 'Forever Jason Bourne...

Teknik her zamanki gibi mükemmele yakın ancak hikaye çok zayıf. Çemberi tamamlamış üç filmin ardından bu film tam anlamıyla pişmiş aşa su katıyor. Seriye yeni eklenen karakterler ve öyküler ise ikna edicilikten uzak.Kendi hikayesini anlatmaktansa önceki filmlere öykünen motivasyonu düşük bir film...