Çaresizliği, hüznü, hayata tutunma çabasını en iyi sunan, gerçek bir yaşamdan alınan dokunaklı film. Kullanılan anlatım tekniği sayesinde felçli birinin yaşadığı sıkışmışlık hissini, onun penceresinden bakınca empati kurmanın da ötesinde, onunla tamamen özdeşleşiyorsunuz. O duyguyu yoğun bir şekilde hissediyorsunuz. İzlemeden geçmeyin.
Geçirdiği kaza sonucu sakat kalan bauby'nin önce yaşadığı bunalım, daha sonra ise hayata tutunması: Anıları ve hayalleri sayesinde. Birçok güzel enstantane de mevcut filmde. Çeşitli espriler, iç monologlar, dram...''Hepimiz birer çocuğuz. Hepimizin onaya ihtiyacı var.'' diyor Bauby kendisine ilgi gösteren, kendisi için her şeyi yapanlar hakkında. Bir başka yerde de; ''Tıpkı kıyının kayboluşunu İzleyen bir denizci gibi... Ben de geçmişimin yavaşça gölgelenişini izliyorum. Yavaş yavaş anılardan oluşan bir küle dönüşünü.'' diyor. Sadece bir göz kırpışı ile süren hayat, sosyal desteğin gücüyle ilerliyor. Bauby geçmişin hesabını yaparken, karısı ve metresi ile ilişkisini, karısına yaptığı haksızlıkları da gözden geçiriyor. Bauby'nin kahramanlaştırılmaması en güzel noktalardan biri bu yüzden. Fakat bizi karakter gibi düşündürebilen, onun durumunda olan bir insanın hissedebileceklerini hissettirebilen çok güzel bir film olmuş.
Gerçek hayattan uyarlanmış bu tür filmler beni hep hüzünlendirir. Ama içerisinde mutlaka bir başarı vardır. Çünkü bu durumda olan bir çok insan olmasına karşın pes etmeyerek hayatına devam eden insan sayısı oldukça azdır. Bu da filmlere konu olma ayrıcalığını getirir o insanlara. Umutsuzluğun içinden umudun doğuşunu izlemenizi tavsiye ederim..
hikayesi gerçek hayattan , felç geçiren bir adamın tek işlev gören gözüyle ve göz kapagı hareketiyle,yardımcısının okuduğu alfabeden harfleri seçerek yazılmış kitabı anlatır.uzun zamandır izlediğim en dokunaklı film.
kitabı anlatır.uzun zamandır izlediğim en dokunaklı film.