Konusuyla ilgili hiç bir fikrim olmadan izledim, iyi ki de öyle yapmışım. Hiç bir beklentim olmadığı için bayıldım. Gerçekten çok çok beğendim. Şairane. Bütün o muhteşem tarihsel kişilikleri görmek harikaydı. Keşke filmin içinde olsam demeden edemiyor insan.
geçmişin daima daha cazip olması gibi bir düşünceyle kendisini nostaljik duygularla tatmin etmeye çalışan insanın, eğer bunun farkındaysa aslında bulunduğu çağın şartlarında mutlu olabileceğini, "şimdi"nin insan psikolojisinde oluşturduğu tatminsizlik duygusunu anlatan, insan ilişkilerine yerinde göndermeler yapan, gerek müzikleriyle gerek repliklerle sıcacık bir film.. Sahi çoğumuz "Ah nerede o eski bayramlar" klişeliğinde hüsran duygularına kapılmıyor muyuz? Halbuki o bayramları bu duruma getiren, ondan tat almayı bilmeyen bizleriz. Farkında olan insanlar yine de o duymak istediğimiz tadı bir şekilde ucundan da olsa hissediyorlar. Son olarak "Paris'te olan Paris'te kalır."
Film gayet güzel söyleyecek pek birşeyim yok sadece çok hoşuma giden bir diyaloğu paylaşıcam: Man Ray: Başka zamandan bir kadına aşık olan bir adam fotoğrafı görebiliyorum. Luis Benuel: Ben filmi görüyorum. Gil Pender: Ben aşılmaz bir sorun görüyorum. Salvador Dali : Ben gergedan görüyorum. :D
Daha güzel olabilirdi, konu mükemmel çünkü. Ben de Bill gibi hep geçmişe özlem ve sevgi duyuyorum. Hatta bazen kendi kendime ben başka zamanın insanıyım diyorum. Bu karmaşıklıktan ve mekanikleşmeden uzak şiirsel zamanlarda olmak çok güzel olurdu.Geçmişte günler upuzundu. Bizim pratik dediğimiz şu kavram günleri daha da kısalttı sanki. Uzun uzun yolculuk etmeye tahammülümüz kalmadı mesela, uçak daha pratik. Halbuki trenin vagonlarından birinde olup içinden geçtiğim bütün şehirler hakkında hikayeler dinlemek isterdim karşımda oturan romantik adamdan. Bu yorum rayından çıktı sanırım.eheh :) En iyisi izleyin siz bu filmi. Müthiş diyaloglar yok. içinde hemingway'ler fitzgerald'lar, picasso'lar bunuel'ler olmasına rağmen. Ama görsel olarak, müzikleriyle, atmosferiyle ve anlattığı şeyle içine çeken bir film.
Filmi izledikten sonra bekli bir araba gelir beni çok çok eskilere götürür ümidi ile attım kendimi sokaklara.. Yok arkadaş Suriyelilerden ve 50 kuruş var mı abi diyen tırreklerden başka kimse yaklaşmadı.. Acımasızsın dünya :D:D
Paris'in şahane sokakları ve yağmuruyla dolu sımsıcak bir film izledim..Yağmurlu bir günde evinizin penceresinden dışarı bakarken içtiğiniz o nefis köpüklü kahve gibi, tatlılardan waffle,günlerden cumartesi gibi :) ayrıca geçmişte yaşamış ve hayatlarına öykündüğümüz onca insan için bile şimdide olmak aslında eşit derecede sıradan ve sıkıcıyken, geçmişi ve geleceği düşünmeden anları güzel yaşamak ve sizi mutlu eden şeyleri yapmak en güzeli..yağmurda ıslanmak gibi mesela :)
Bayıldım <3 harika bir hayal gücü... Yazarlar ve ressamlarla dolu,harika bir Paris kuşağı. Sevdiğin,aynı şeyleri hisettiğin insanlarla birlikte olmak gibisi yok ...
film çok güzeldi gerçekten...hep yaşamak istediğim şey anlatılmış...hayranı olduğum insanlarla bir araya gelme...ha birde hangi tarihte olursan ol hep geçmişi beğenmek o geçmiş dönemde yaşıyor olmayı istemenin belirli bir çağa ait olmadığı mesajını da veriyordu...çok güzel izleyin bence...
Son olarak "Paris'te olan Paris'te kalır."