Altı çizilecek cümleleri yazmaya kalksak filmin hemen hemen bütün repliklerini yazmak zorunda kalırız. Her sahnesi muhteşem, fotoğraf karesi. Film bitince yoruldugumu farkettim, Philom gibi ben de dili ağır bir kitap okumuş gibi hissettim.
Filmde sadece tek bir ana çatışma yok birçok temel çatışmalar üzerinden insanı sürükleyip gidiyor. Diğer filmlerine göre bitirdiğimde ciltlik roman bitirmiş gibi hissettim.
Din , akıl, irade, dünyadaki her şeyi geride bırakıp sonsuz mutluluğa erişme çabası ... gibi birçok sorular, düşünceler, arayış hepsi daha da karmaşık bir hâl alıyor. Her şeyin biribirine ihtiyacı var. Belki o arayışlar, reddetmeler, yalnızlaştrmalar, insanların kendilerini güçlü görüp Tanrılaştırmaları bitmeyecek ama, ama işte.
Sinemanın vücut bulmuş hali Tarkovsky. Herhangi bir yönetmenin ne kadar çabalasada her zaman iyi film çekmeyi başardığını göremezsiniz ama gel gör ki Tarkovsky'nin filmlerinin her karesi mi müthiş olur arkadaş. Filmde hata eksik vb. şeyler arıyorum, sonunda kendimi hatalı ve eksik buluyorum iyi mi? :)
şu filmin altını çizelim, her şeyini ezberleyelim, rehber edinelim, evimizin, kafamızın, kalbimizin duvarına asalım belki o zaman anlarız tarkovsky'yi, belki o zaman belirir bir umut bölgesi
Tarkovski'nin belki de en bilinen filmi. Sağda solda adı çok geçer. Buna bakarak sakın izlemesin klasik bir senaryo örgüsü, kurgusu arayanlar. Aksiyon yok, entrika yok, aşk yok, savaş yok, güldürmece yok. Felsefe var, düşünmece var, şiir var- şiirsellik var, fotograf var, sanat var, varoluş ve sorgulama var.
“İnanmalarına izin ver ve tutkularına gülmelerine. Çünkü onların tutku dediği gerçekte duygusal bir enerji değil, ruhları ve dış dünya arasında bir sürtüşme. Ve en önemlisi kendilerine inanmalarına izin ver. İzin ver çocuklar gibi çaresiz olsunlar, çünkü güçsüzlük muhteşem bir şeydir ve güç, hiçbir şey. insan doğduğunda güçsüz ve uysaldır, öldüğünde ise, katı ve duyarsızdır. bir ağaç büyürken hassas ve esnektir, ama kuruduğunda ve sertleştiğinde ölür. sertlik ve güç, ölümün refakatçisidirler. uysallık ve güçsüzlük, varlığın canlılığının dışa vurumlarıdır. çünkü katılaşan hiç bir zaman kazanamaz”
Beni sinemadan soğutmuş film diyebilirim; filmi izlerken iki kere uykuya daldım, benim göremediğim ne gördüler bu film de de 8,2 puan aldı ımdb'den çok merak ediyorum.
Daha önce iki defa uykuya yenik düşüp tamamlayamadığım bir filmdi. Nihayet tamamladım. Filmin aslında siyah beyaz değil renkli olduğunu, ikinci denememde görebilmiştim (ilk denmemde çok erken bayılmışım). Yapım yılı gözönüne alınırsa zamanının ötesinde bir film. İmdb puanı 8.2 olan ünlü bir biim kurgu. Ancak tipik bilim kurgu öğelerini net biçimde taşımayan daha çok fantaziye kaçan öğeler barındırıyor bence. Bilinçli olarak görsel efektler kullanımamış belkide bu yüzden bilim kurgu havası zayıflıyor. Farklı ve güzel bir film olduğunu kabul etmekle birlikte izlemekte zorlandığımı da belitmeliyim (belkide hep geç saatlerde izlemeye kalkışmamdan). Film hakkında önbilgisi olan sinefillerin hoşuna gidecek bir film olsa da tesadüfen izleyen bir kişinin film hakkında yorumu ne olur merak ediyorum.
mutlakaa izleyinnn; tabii dayanabilirseniz):