Barfly (1987)

Çekim aşamalarını bukowskiden okumak isteyenler hollywood kitabını edinebilirler.

Hemen söyleyelim ki yeraltı edebiyatına ilgisi olmayan bir bireyin izlemeyeceği veya izlesede sevmeyeceği bir film. Senaryosunu charles bukowski'nin yazdığı gerçek kaybedenleri anlatan bir otobiyografi eseri. Mickey Rourke ve Faye Dunaway döktürüyor. İçerek-umursamayarak ömrünü tüketen henry chinaski'nin(bukowski) okuduğum 38 kitabının özeti adeta. ''Burası herkesin bir şeyler yapmak zorunda olduğu bir dünya. Bilirsin, biri, bu "herkesin bir şeyler yapması gerekir" kuralını koymuş. Bir şey olmak zorundalar. Bilirsin, dişçi, planör pilotu, narkotik, kapıcı, vaiz filan. Bazen yapmak istemediğim şeyleri düşünmekten yoruluyorum olmak istemediğim tüm şeyleri gitmek istemediğim tüm yerleri,Hindistan gibi dişlerimi temizlettirmek gibi... Balinayı ayır. Bunu anlamıyorum.'' diyen aylak karakterimiz hayat felsefesini de ortaya koyuyor böylece. Önüne çıkan zenginlik fırsatına rağmen sefil bar hayatını tercih ediyor chinaski. Sokaklara yazılmış bir destan adeta bu film. ''bazıları asla delirmez ne kadar korkunç bir hayat sürüyor olmalılar.'' demesiyle, ''insanlardan nefrtet mi ediyorsun?'' sorusuna ''hayır ama onlar efratfa yokken daha rahat ediyor gibiyim.'' cevabını vermesiyle, ''sen kimsin?'' sorusuna ''ölümsüz soru! ölümsüz cevap: bilmiyorum'' cevabını vermesiyle gerçek bir yaşam mücadelesine, sistemin çarklarına dahil olmayı reddeden özgür ruhlara adanmış bir yapıt. Soylu edebiyata, burjuva-düzgün yaşama sahip karakterlere karşı yaşamın içinde gerçekten karşılaştığımız-basit dertleri olan, küfürbaz, bildiğimiz insanlara yakın bir edebiyatın sözcüsü oldu bukowski. Son sözü yine o söylesin; ''Beni tanıyan herkesin size söyleyeceği gibi, makbul biri değilim. Kötü adamı sevdim hep, kanunsuzu, hergeleyi. İyi işleri olan sinek kaydı traşlı, kravatlı tiplerden hoşlanmam. Ümitsiz adamları severim, dişleri kırık, usları kırık, yolları kırık adamları. İlgimi çekerler. Küçük sürpriz ve patlamalarla doludurlar. Adi kadınlardan da hoşlanırım; çorapları sarkmış, makyajları akmış, sarhoş ve küfürbaz kadınlardan. Azizlerden çok sapkınlar ilgilendiriyor beni. Serserilerin yanında rahatımdır, çünkü ben de serseriyim. Kanun sevmem, ahlak sevmem, din sevmem, kural sevmem. Toplumun beni şekillendirmesinden hoşlanmam.'' cb..