1912 yılında yayınlanan bir romandan uyarlama olduğunu düşünürsek avatar filmi ile kıyaslanması çok saçma. Onun dışında kitapla eşit orantılı gidersek güzel bir fantastik film. Çok derine girilmeden basit figürler üzerinden verilen bir konu ve amacına ilerleyen bir film olmuş. Zaman ve teknoloji uyumu o kadar uzak ki Ternlerin jarsoom'da silahla ölmesi saçma olsa da 1912 olarak düşündüğümüzde anlayabiliyoruz. Çünkü 1912'lerde silah her şey demekti. Bence bu açıdan düşünebilirseniz izleyebilirsiniz.
İsmine bakılınca çok düz bir adamı anlatıyor sanılsa da, öyle değil, çünkü adam dünya ile mars arasını su yolu yapmış bir adam. Baya emek ve para harcanmış ama olmuş mu olmamış. Değişik halklar falan var, mesela tarslıların evrimi mantıklı olmuş tip olarak ama diğer ırkların insanla bu kadar paralel evrim geçirmesi pek mantıklı gelmedi.
Savaş yorgunu eski bir askeri kaptan olan John Carter (Taylor Kitsch) açıklanamayan bir şekilde kendisini Mars'ta bulur. İki farklı ırkın yaşadığı bu gezegende kendisini büyük bir savaş beklemektedir. Güzel ve alımlı prenses Dejah Thoris ve düşmanı Tars Tarkas arasındaki savaşın sonucu ve Barsoom (Mars) gezegeninin kurtuluşu onun ellerindedir. Carter sonunda burada olmasının bir amacı oluğuna inanır. Artık yok olmak ile yüzyüze olan bu gezegen için elinden geleni yapmaya karar verir.