Doğu Ekspresinde Cinayet (Murder on the Orient Express) (2017)

Doğu Ekspresinde Cinayet (2017)Murder on the Orient Express

Puan 7.1 / 10
Senin Puanın
Etiketler Dram, Gizem, Suç
Yönetmen
Dil
İngilizce
Ülke
ABD
Süre
114 dakika
119
12
328
62
kaptankaptanim profil fotoğrafı
kaptankaptanim
Kült bir romanın dramatik bir metne dönüşmüş hali. Kurgu kusursuzdu. Tragedyanın ödevini gerçekleştiren bir filmdi. Trajik kahramanın hamartiası sonucu ki buradaki en büyük hata kibre yenik düşmektir. Ve bu ayriyeten bir zaaftır da. Karakterin adının Herkül oluşu ve ben aslanlarla savaşmam deyişi ile protagonistin, kendisini tragedya kahramanından da üstün görmesi ile başladı. Kibri yaratan şey insanların sorgulamadan etmeden bir şeyleri ilahlaştırmaya eğilimi olmasıdır ki filmde bu durum bir tanrı görür, bir de ben düşüncesi ile karakterin ağzından zaten ortaya çıkıyor. En önemli sorgu da vicdan sorgulaması tabi ki. Vicdanın ölmesinin sebebin insanların kendilerinde aramayıp başka nedenlere yöneltilmesi durumu görülüyor. Aslında masumiyetin ölüşünü simgeleyen şeyler burada ağır basıyor. Filmin Kudüs ile açılması gene bir İsa, doğum, 12 havari, bebek, son akşam yemeği gibi olaylar, kişiler, eserler üzerinden aktarılıyor. Dikkat ederseniz gene filmin "doğu" ile bittiğini göreceksinizdir. Filmdeki karakterlerin hepsi ötekileştirilmiş ve bir şekilde kurtulmaları beklenen kişiler ve bu kurtuluşun aslında adaleti sağlamak, toplumsal koşulların insanların bir arada yaşayamamasına neden oluşu, kanunun adaleti sağlayamaması, ahlak düzeninin kültürel farklılarla çelişerek kendi kendini çöküntüye uğratması gibi durumlar karşılığında insanın kendini toplumdan soyutlayıp ruhsal olarak yıkıma uğraması ve tragedyada olduğu gibi bir katharsis yaratması durumu gözlemleniyor. Ancak burada insanlar bu nedenlerden dolayı bozulan psikolojilerinin tedavisini vicdanlarını rahatlatmak, yeniden var olmak, kötüyü yok etmek, iyiyi açığa çıkarmak ve saplantıda oldukları durumun içinden çıkmak için yolu kapatan buzun erimesini beklemek yerine yolu kendileri açmayı tercih etmeyi uygun görüyorlar. Bu anlamda bir Suç ve Ceza durumu da görülüyor. Gene Dickens'a ve İngiliz geleneklerine hayranlık kurarak aslında batılı düşüncenin doğuyu nasıl etkilediğine de bir fikir ve cevap yaratıyor. 10 soruya bağlı kalıp da soramadığımız 11. sorunun belki de bir şeyleri çözebileceği durumunu göremiyoruz. Yani kim kiminle, neden, katil kim? gibi sorular sormak yerine kurban kim sorusunu sorduğumuzda cevap kendimiz çıkıyoruz. Yok olan masumiyet bizi kötülüğe, şiddete, öfkeye yönelten şey aslında. Esas görülmesi gereken kurbanın katilin ta kendisi oluşu. Yani kendi kendimizi yok ediyoruz. Oyuncular sağ olsun hiç yapay bir an görmedim, her an yaşıyordu, her an entrikalar, yalanlar, iki yüzlülükler ve gülünç insanların gözünden okunuyordu. Etkilendim. Gene bir anlamda protagonistin obsesif durumu hep mükemmeli dengeyi arayışı bize ideal olan dünya düşüncesini sunuyordu. Yani var olan dünyayı kabul etmeyip alternatif bir dünya yaratarak kendimizi kahraman yerine koyuyoruz, hep yaptıklarımızla övünüyoruz, insanların sorgulamadan iltifatlar yağdırması, eleştirmesi bunu besliyor. Ama bir şey de var ki "bir kerelik tesadüf şansımız var" Johhny Depp'in bu konumda kurban olması aslında cast açısından doğru bir tercih. Dünyada çok eleştirilen biri oldu özellikle hayranlarında son zamanlarda yarattığı kalp kırıklığı çok gündemde. Sanatçı dostları bir araya gelerek bir anlamda gene vicdanlara seslenmiş. Yani İsa'yı simgeleyerek bu vahşetle öldürülseydi hoşunuza mı giderdi ya da kahramanlaştırdığınız birini öldürüyorsunuz ama kendi kibrinizi yok edemiyorsunuz denmiş bence. Ama zaten insanın bu işkenceyi çekmesine ihtiyacı var diyerek kibrini yok edemeyen bir adamla bütün bu savunmalar kırılarak bambaşka bir yere evriliyor düşünce. Bunu da izlediğinizde kendiniz göreceksinizdir. Doğu Ekspresinde Ötekileştirme.. Katolik yanı daha az olsaydı çok çok daha fazla etkilenirdim ama bu yönüyle de izletmeyi başarıyor.
error_outline
6 yıldan fazla önce
Peris profil fotoğrafı
Peris
Ortalama bir filmdi. Ama oldukça severek izledim. Hikayeyi daha önce okuyup-izlemiş biri olarak pek yeni birşey bulamadım. Ancak görüntü yönetmenliği ve renk tasarımı harikaydı. Daha önce bu tarz bir "orange teal" masklama görmemiştim. İSTANBUL sahneleri yer yer çok başarılı; her anı çok keyifliydi :) Sanırım söylemeye gerek yok, oyuncu kadrosu harikaydı.
Tvlerde 40 dakikada cinayetin çözülmesine fazlasıyla alışık olduğumuzdan film biraz sarktı. Böylesi cinayet filmlerinde artık farklı bir formül bulmaları zorunlu. Son olarak Poirot'u ve bıyıklarını böylesine görkemli bir şekilde beyazperdede görmek harikaydı :)
error_outline
6 yıldan fazla önce
Ricky.McFloyd profil fotoğrafı
Ricky.McFloyd
Çok karakterlerini net hatırlamadan zamanında Agatha okumuştum üç dört tane. ve filmi izlerken bilmeden film aynı Agatha Christie romanları gibi dedim. O konuda iyi aktarmışlar filme ama yine de çok büyük keyif alarak izlemedim bazı güzel anları vardı ama onun dışında ortalama bir film bence.
error_outline
6 yıldan fazla önce
Sherlock.1854 profil fotoğrafı
Sherlock.1854
Filmi Türkçe Dublaj izledim Johhny Depp seslendirmesi pek sarmadı Murat Şen olur diye ummuştum. Ve filmi izlerken cinayeti kim işledi diye kafa yormadım açıkçası merak ettirmedi. Endeavour, CSI: Las Vegas gibi dizilerinde hissettiğim cinayeti kim işledi sorusunu sorgulama duygusunu pek yaşayamadım.
error_outline
6 yıldan fazla önce
eminuk profil fotoğrafı
eminuk
Açıkçası ben sevdim. Zaten oyuncu kadrosu da sıkıysa beğenme mesajı veriyordu. Kitabı da okumamıştım, katil kim şüphesi iyi vakit geçirmemi sağladı. Görüntüler de çok güzeldi. Bir trene atlayıp gidesim geldi. Sadece bazı mantık hataları sevimsizdi ama izlemeye değerdi.
error_outline
6 yıldan fazla önce