Filmin süresi çok uzun. Gereksiz sahneleri çıkarsak 45 dakikada biter. 2 saatim boşa gitti. Filmin yarısında yavaşlıktan uykum geldi. Konu, senaryo güzel değildi. Hoşuma giden bir kaç sahne çekimi oldu, hepsi o...
Yorgos yine yapmış yapacağını.. Oturup düşününce gerilecek, rahatsız olacak öyle matah bir konu yok ama o oyuncuların donuk bakışları mı desem tam yerinde çalan müzikleri mi desem çekim açıları mı desem bilmiyorum izlerken her yeriniz uyuşuyor. Dogthoot ne kadar mide bulandırıcıysa bu film de o kadar sinir bozucu ama benim için hepsinden önde hala Lobster var
Sıkılmadan izledim fakat yönetmenin en iyi filmi tabi ki diyemem. Colin Farrell ve Barry Keoghan'ın oyunuculukları çok iyiydi, Nicole ne yazık ki Lanthimos tarzına uyum sağlayamamış göründü bana. O rahatsız edici müzikler filmin başarılı noktalarından biriydi. Mitolojik ve felsefik yanı zaten ortada. Kısacası kesinlikle ortanın üzerinde ama muhteşem değil. İzlenebilirliği yüksek fakat yönetmenin tarzına alışık değilseniz biraz rahatsız edici. İyi seyirler...
Yorgos Lanthimo'un kafası çok başka, çok tuhaf. Yine beğendiğim bir film oldu. Farklı ve özgün bir senaryo, kusursuz oyunculuklar ve o susmak bilmeyen rahatsız edici müzikler. Güzeldi, beğendim.
2saat nasıl geçti anlamadım.Çok tezat yorumlar var;ya nefret edilip yönetmen eleştirilmiş ya da çok beğenilmiş.Beni tam 12 den yakaladı.Sanırım beğenilmemesi;içimizdeki o karanlığa fazlasıyla gerçekçi temasından kaynaklanıyor.Duygusal hazmı zor bir film 10/10
Yorgos Lanthimos’un kafası nasıl çalışıyor bilmiyorum ama başarısını daha da artırmış. Bu da beklentiyi yükseltiyor. Mitolojik hikâyeleri seven, metaforların hakim olduğu, insanın düşünmesini, sorular sormasını ve sorgulatmayı iyi biliyor. (Dikkat ettiyseniz filmlerinin isimleri hep hayvan türleri ile ilgili. Film yapmaya devam ederse bununla ilgili bir beklentim var.) Olumsuz eleştiriler daha fazla olsa da bir kenara bırakarak izleyin. Yaşamınıza şöyle bir göz attırtıp, insanlarla ve aile ilişkilerinizi sorgulatıp, bencilliğe bir yeni bir tanım arayışınıza girebilirsiniz.
Filmdeki gibi seçim yapmak isterken eksisine, artısına bakıp karar verme arayışı gibi. Annenin yenisini yaparız, kızcağızın ailesine ne kadar bağlı olduğunu, boynum kıldan ince manasına getirip kendini kurtarma çabası, iyilik yaparım ama karşılığı ne olacak, zor kullanmak işe yaramayınca ne istersen yaparım el etek öpme durumları… bunlar bizim içimizde olan, sıkışınca yaptığımız ama itiraf edemediğimiz şeyler.
Kafa dağınıklığı etkisi bıraksa da zihnimden geçenlerin tam cümlelere dökemesem de hakikatın zorluğu ve sorusunu sorgulamak gibi uzun bir süre bıraktığı etkiyi ve filmi düşünmeye devam edeceğim.
ritmik olmayan düz diyaloglarla ve araya girip rahatsız hissettiren müziklerle birlikte,Lanthimos huzursuzluk yaratmayı çok iyi başarmış..||En sevdiklerim arasında olan Groundog's Day selamını da ayrıca beğendim :> Üzerine düşünülebilecek bir film olması,yaşam,ölüm,aile gibi kavramları sorgulatması açısından benim epey hoşuma giden bir film oldu.İzlemenizi tabii ki tavsıye ediyorum!!! Yorumu da Jackues Tati'nin o çok sevdiğim sözü ile bitireyim '' Ben istiyorum ki; film, siz sinema salonunu terk ettikten sonra başlasın.'' Şimdiden iyi seyirler tüm izleyecek olanlara.Kaçırmayın ;)
Yorgos Lanthimos un sineması alışkın olduğumuz filmlerin dışında kalıyor.En belirgin olan diyaloglar oyuncular neredeyse hiç mimik kullanmadan konuşuyorlar,ruhsuz duygusuz bir robot gibi,donuk bakışlar sanki bir şey olmuşta biz kaçırmışız ve en baştan filmin havası bizi geriyor,enteresan sahneler ve repliklerle rahatsız ediyor bir yandan da hipnoz edilmiş gibi izlettirmeye devam ediyor.İki filminde de(lobster-dogtooth) karakter ve toplumsal eleştiriyi kendine has tarzıyla seyirciye aktarmıştı,bu filmde ek olarak senaryo kısasa kısas temasında ilerliyor ve öyle bir anlatmış ki empati kurdurmuyor adam,seyirciye ''sen sadece izle filmin karakterlerini benimseme''diyor resmen,ya da ben öyle hissettim bilmiyorum.Eleştirebileceğim tek şey ağır ilerlemesi ama onu da diyemiyorum adamın tarzı bu?Yani filmi beğenen taraftayım??
Aklıma gelen tek şey saf-katıksız adalet olgusu oldu ... Sinir bozucu, kitlenerek kaldığın türden bir adalet , Haksız mı ? Değil... Haklı mı ? Ona da evet diyemiyorsun .... Yönetmenin, senaristin yunan mitolojisinden esinlenerek yaptığı bir çalışma… Kutsal geyik öldürüldü diye yellerin esmesini durduran Artemis , aile arasına sızan Martine olmuş. Ben her ne kadar buna inanmasam da filmde insanın yaşam içgüdüsünün, ailesinin ölümünü isteyecek kadar fazla olduğunu acımasız şekilde yüzümüze vurmaya çalışıyor… Bence her şeyi hiçe sayacak , aslolan katıksız sevgiye inanın… ;-)
Yaklaşık 1 hafta önce sinemada izledim fakat izlediğim günden beri film aklımda.. o kadar güzelki! en az diğer tüm Yorgos Lanthimos filmleri kadar güzel.. unutamayacağım filmler arasına girdi. kesinlikle ve kesinlikle izleyin! 10/10
Çok büyük beklentilerle gitmiştim ama beklentilerimi de aştı. Bu adamın kafası, nasıl bir kafadır, film boyunca onu düşündüm. Böyle işler çıkaran birinin eşi dostu olmak istemezdim doğrusu, izleyicisi olmak daha güvenli çünkü :) Filme gelirsek, başlarda donuk bakışlar, hiç değişmeyen ses tonları rahatsız edecek gibi geliyor ama izledikçe filmin asıl gerilimini bu öğelerin verdiğini anlıyorsunuz. Kamera açıları da sizi karakterlerden soyutlayip, olanlara müdahale edememenin çaresizliğini yaşatmak için özellikle ayarlanmış gibiydi. Böylece film süresince güvensizlik hissi hakim oluyor. Oyuncu seçimine zaten diyecek yoktu.Colin Farrel özellikle süper bir seçim olmuş. Filme katkısı inanılmazdı. Konu empati kurmaya bu kadar musait olmasına rağmen, asla empatiye vaktiniz kalmayacak. Kalbiniz küt küt atarken ve mideniz ağrırken böyle şeylere vakit bulmayı beklemeyin. Bir yerden sonra filmin sonundan bile ümidi kestim ben. Film yarıda bitse, eksiklik hissetmeyecektim neredeyse. Yazacak o kadar çök şey var ki, bu kadarını toparlayabildim mi , ondan bile emin değilim. Lutfen daha cok film yap, Yorgos.Midesi hassas olan izlemesin.
7.9 / 10
Sinir bozucu, kitlenerek kaldığın türden bir adalet ,
Haksız mı ?
Değil...
Haklı mı ?
Ona da evet diyemiyorsun ....
Yönetmenin, senaristin yunan mitolojisinden esinlenerek yaptığı bir çalışma…
Kutsal geyik öldürüldü diye yellerin esmesini durduran Artemis , aile arasına sızan Martine olmuş.
Ben her ne kadar buna inanmasam da filmde insanın yaşam içgüdüsünün, ailesinin ölümünü isteyecek kadar fazla olduğunu acımasız şekilde yüzümüze vurmaya çalışıyor…
Bence her şeyi hiçe sayacak , aslolan katıksız sevgiye inanın… ;-)