The Lost City of Z (2016)

Zamanında kayıp bir şehri bulmaya çalışan bir adamın hikayesi olan güzel bir dönem filmi ancak bir indiana Jones beklemeyin zira aksiyondan çok drama ve bolca metafora sahip bir film. Bu şekildeki beklentiyle izlerseniz bunu karşılıyor diyebilirim. Çok üst düzey olmasada film kendisini izlettiriyor. 6.5/10

İyi bir film izleyeceğimi zannetmiyordum, İndiana Jones gibi macera dolu ama sıradan bir film bekledim ancak beklediğim gibi çıkmaması beni çok memnun etti. İlk etkilendiğim nokta Jaguar sahnesi ile başladı. Bize artık vahşi yaşamın kucağındasınız diyen bir uyarıydı belki de karanlık bir umudu, bir takıntıyı temsil ediyordu. Az da olsa bir iki metafor yaşamın bir yolunun bulup doğacağına, doğumun da umut olduğuna dair sinyaller veriyordu. bkz. Kapanış sahnesi.. Arayışın kavrayışın ötesinde olması gerektiği gibi çok anlamlı bir motto; amacın ruha giden, ruhu besleyen yol olduğunu anlatıyordu ve filmdeki yolları baz alırsak nehir, savaş, mücadele, kariyer hepsinin sonundaki mükafat güzellikti. Açık alanda bir geyiği avlamak kolaydır ama ormana dalmak geyiğin yaşadığı yerde kalmaktır. bkz. kapanış sahnesi; aynı amaç uğruna beklenilmesi. Orman aynı havayı soluyan tüm canlıların evidir. Savaşta ise oksijen yoktur. İnsanın içindeki ve doğadaki savaş insana büyük bir engeldir. Çünkü kavramak için görmek gerekir. Görmek değerlidir. Kader / Falcı sembolü de bu anlamda bir ruh tamamlanmasına etki olarak düşünülebilir. Kaybolan bir şehir ile bilinmeyen şehir tanımlarındaki farka dikkat çekmek istiyorum. Önceden varlığı olan zamanla unutulmuş olan ile olup olmadığı bilinmeyen.. Tıpkı "Umut" gibi. Medeniyet ilkelliğin olduğu yerde yaşayamaz bunun için ilkellik yok edilerek medeniyet kurulur. Bu durumla ilgili fazla duyarlı bir filmdi. Özellikle kölelikle ilgili eleştiriler, vahşi olarak adlandırılan bir toplumun kendine ait operası olması, yerlileri savunması. Filmdeki bir sözü hafif deforme ederek "siz duyarlı olmak için biraz fazla Amerikalısınız." dedirtti.

Açıkçası filmden beklentim daha yüksekti, bir İndiana Jones tarzı bekliyordum kayıp şehir efsanesi olarak düşününce merakla başladım arada aksiyon macera vardı, keşfetme duygusunun verdiği azimle mücadeleye devam eden adamı izledim ama sonlara doğru sıkılarak devam ettim sonu biraz havada kaldı sanki yine de güzel bir flmdi.