Sadece ilk 1 saatini izledim. Daha sonra izlerken traş oldum, duşa girdim, yemek yedim. Ve hiçbir sey kaybettiğimi düşünmüyorum. Katil yok çünkü. Pür dikkat de izlesem katil yok. Havada kalan konular var. Fakat bu filmin olumsuz bir tarafı değil aksine film bunu çok iyi göstermiş. Gerçek zodiac ile ilgili araştırma yaptım. Daha fazla belirsiz cinayet var. Katilden kurtulduğunu iddia eden bir kadın var, ciddiye alınmıyor. Katilden kurtulan ve onun yüzünü gören biri var fakat ortadan kaybolmayı tercih ediyor. Bu ne sorumsuzluk ya! Şüphelilerin göz altında tutmak için gösterilen kanıtları yetersiz bulan savcılar... Adamın evinden sadece uçak kanadında giyilen bir ayakkabı çıkıyor -ki katilde bu ayakkabıyı giyiyor, yeterli delil olarak görülmüyor. Bir sürü isim var. Her biri ciddi şüpheli. Her biri yetersiz bir soruşturmanın şüphelisi. Makamından kovulan bir yazı uzmanı bu şüphelilerin el yazısı ile katilin el yazısının eşleşmediğini söylüyor. Yanında daha önce stajyerlik yapmış başka bilir kişi bunun doğru olmayacağını söylüyor. Cinayet bölgeleri arasındaki delil pazarlıkları, alışverişleri... rezalet ayrıntılar. Yani eleştiriyi adli sisteme çok güzel yapıyor film. Yönetmen ve oyunculuklar iyi. Uzuun diyaloglardan başka hatırda kalan birsey yok. Kendi fikrim: bir tane katil yok. En az 2 katil var.
Ayrıca o bodrum sahnesinde yaşadığım gerginliği atlatmak için tekrar duşa girmek zorunda kaldım. Çok sade bir gerilim yaşadım. Enfesti.
Film kötü değil. Olanı en kibar haliyle anlatmaya çalışmış. Birbirinden kopuk olayları romantik bir bağlamda aktarmak gerçekçi olmazdı. Ayrıca seri katil filmlerindeki ters köşeler ya da kelepçelenmiş caniler gibi beklenilen durumlar olmadığı için çok uzun sürdüğüne dair eleştirilere maruz kalıyor. 1968 den beri çözülemeyen cinayetler silsilesini 3 saat kadar bir sürede aktarması bence başarıdır.
Genel çerçevede güzel bir film oyuncular güzel konusu gayet ilgi çekici süre de akıyor ama yine de vurucu şeyler eksik mükemmel olabilecek potansiyeli varken iyiydi ile yetiniyoruz
Kesinlikle izleyin derim. Zira yönetmeni zaten muhteşem filmlere imza atmış bir adamdır. Oldukça sürükleyici bir filmdi benim için. Uzun zaman önce izlemiş olmama rağmen konusunu ve bir çok sahnesini hala unutmadığım nadir filmlerdendir.
BU FİLM GERÇEK BİR HİKAYEYE DAYANMAKTADIR. Zeki bir seri katil, katilin peşinde en az onun kadar zeki bir ekip ve bitmek bilmeyen bir soruşturma... Gerçekten bitmek bilmiyor. Kendinizi bir film izler gibi değil de gerçek bir soruşturmayı yönetiyormuş gibi hissediyorsunuz. Yanınızda ise bir dağılıp bir toplanan hayatlarıyla polis, gazeteci, karikatürist ve daha nicelerinden oluşan bir ekip. İşin sonuna bir türlü varamamanın verdiği psikolojik çöküntü, artık takıntı boyutuna gelmiş bir merak ve parçaları birleştirdikçe daha çok dağılan bir yapboz... Bu filmde görecekleriniz bence tam olarak bu. İlgi çekici konusuna rağmen izlemesi biraz zor bir film. Süresi normalin üzerinde ve aksiyondan uzak, salt soruşturma izlediğiniz bir film diyebilirim. Birkaç sahnesi dışında filmde çok da hareketlilik yok. Sizin izlediğiniz şey aslında tam anlamıyla bir yapboz ve bu yapbozun başında psikolojisi, hayatları mahfolmuş insanlar. Filmin uzunluğuna herkes takılmış durumda ama çok da takılmamak lazım diye düşünüyorum. Bence bu kadar bilgiyi sağlıklı bir şekilde izleyiciye aktarabilmek adına gerekliydi. Tabi ben de izlerken yer yer sıkıldım kabul ediyorum. Bazı noktalarda gereğinden fazla uzatıldığı da olmuş. Yine de filmin akışını çok fazla etkilediğini düşünmüyorum. İzlerken zevk aldım açıkçası. Zaten David Fincher filmlerini genel olarak seven biriyim. Fight Clup ve Se7en desem siz de hatırlarsınız mutlaka. Hafiften beyin yakan filmleri seviyoruz diyelim. Oyuncu kadrosuna değinecek olursak Robert Downey Jr., Mark Ruffalo ve Jake Gyllenhaal üç başarılı aktör ve üçü de birbirinden harika performanslar sergilemiş. Ama filmin yıldızı kimdi derseniz Jake Gyllenhaal derim. O takıntılı psikolojiyi öylesine güzel yansıtmış ki tebrik etmemek elde değil. Sonuç olarak beğendiğim bir film oldu. Ama uyarmalıyım, süresi uzun, ayrıntısı bol, aksiyonu düşük ve sadece bu tarz filmlere kuvvetli merakı olan kişilerin seveceği bir film. Ben izlemenizi tavsiye ederim. Şimdiden iyi seyirler :)
Seri katil konulu filmler her zaman çekmiştir kendine. Merak ediyor bi kere insan. Bu filme yapılan bütün kötü yorumlara katılıyorum ama ne yazık ki.. Olmamış. Yine toplamışlar güzzelim oyuncuları ve yapamamışlar. Bunun yerine Salinui chueok filmini izleyin. Aradan o kadar zaman geçti hala etkisindeyim. Yapılacaksa böyle yapılır.
Birbirine içine geçmiş konuları bi nevi peşine düşüyoruz David Fincher filmi uzatma konusunda mecbur kalmış bence o kadar kopuk senaryoyu birleştirebilmek emek isteyen bişey ve sonuç olarak ortaya harika bir senaryo çıkmış filmi dikkatli izlemezseniz kaçırdığınız zaman toparlamanız biraz sıkıntı zaten..
Hikaye güzel, tam sevdiğim türde bir film ama ikibuçuk saatimi boşa mı harcadım hissi bıraktı bende. Oyuncular ve yönetmenden beklediklerimi bulamadım. Bir de eylemsiz, konuşmalara dayalı bir film olmuş. ...
Eğer gerçekten polisiye cinayet konularını seviyorsanız bu film size o kadar da uzun gelmeyecektir. Şahsen olaya kendimi kaptırdım, o kadar güzel kurgulanmıştı ki kendimi araştıranlardan biri gibi hissettim. Oyuncu kadrosu zaten harika. Beklentilerimi karşıladı. Çok beğendim.
Biraz araştırma yaptıktan sonra bende katilin iki kişi olduğunu düşünüyorum. Rick Marshall ve Arthur Leigh. Aralarında bir bağlantı olup olmadığını bilmesek de zaten çok büyük deliller Leigh in katil olabileceğini gösteriyor bunda hemfikiriz ama televizyon programını arayan sesle tanıkların duyduğu sesin farklı olması, el yazıları ve filmin sonunda Leigh'i teşhis eden kurtulan kurbanın Rick ve Leigh arasında gidip gelmesi bu fikri destekler nitelikte.
Zaten bir David Fincher filmi olduğu için kötü olma ihtimali yok. :D filmdeki o nevrotik tema zaten sizi yavaş yavaş içine alıyor. Kurgu, ses, oyunculuk resmen domino taşı gibi birbirini tamamlıyor. Başta Robert abiyi daha ön planda tutarlar diye tahmin ediyordum ama hikaye jake gyllenhaal üzerine kurulmuş. Daha iyi olabilirmiydi evet. Ama buda yeterli.
Hikaye güzel. Ancak film o kadar uzun sürüyor ki, ya da öyle hissettiriyor bilemiyorum. Bi yerden sonra kopuyosun filmden. Ve film içinde hikaye kendi içinde dönüp duruyo. Bi yere bağlanılmıyo bi türlü.
Uzman değilim ama, izleyici olarak film ile ilgili eksik bir şeylerin olduğuna katılıyorum. Çok fazla karakter olmasından mı, filmin süresinin uzun olması mı bilemedim. Kadro gayet sağlam ama maçta gol yok.
Ayrıca o bodrum sahnesinde yaşadığım gerginliği atlatmak için tekrar duşa girmek zorunda kaldım. Çok sade bir gerilim yaşadım. Enfesti.
Film kötü değil. Olanı en kibar haliyle anlatmaya çalışmış. Birbirinden kopuk olayları romantik bir bağlamda aktarmak gerçekçi olmazdı. Ayrıca seri katil filmlerindeki ters köşeler ya da kelepçelenmiş caniler gibi beklenilen durumlar olmadığı için çok uzun sürdüğüne dair eleştirilere maruz kalıyor. 1968 den beri çözülemeyen cinayetler silsilesini 3 saat kadar bir sürede aktarması bence başarıdır.