Biraz daha objektif yaklaşsanız ama böyle şeylere. Yani uyduruk aile dramı dediğiniz üç oğlunu hiç bilmedği binlerce km uzağa yollamış bir babanın acısı. Ayrıca Anzaklarla savaştık diye düşmanımız sanılmasın Çanakkale'nin ardından birbirini ilk defa tanıyan iki millet yakınlaşmış, müttefik ve dost olmuştur. Onlar açısından ise önemi ilk defa kendilerinin bir millet bir ulus olduklarını anlamışlardır İngilizlerce kullanılmak yerine. Bu açıdan kaybetseler dahi önem verirler. Hala her yıl da ziyaret ederler Çanakkaledeki mezarlıklarını. Bizim savaşımızı kullanmış gibi söylediğinizden dolayı ekledim. Ayrıca o söz Anzaklar'a değil İngiliz ateşesinedir. Evlatlarını isteyen Anzak annelerine de (tıpkı filmdeki uyduruk aile dramı dediğinize benzer bir kaç bin aileye) ''Bu memketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar, burada dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yanyana, koyun koyunasınız... Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar; gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.'' şeklinde bir mektup göndertmiştir yüce önderimiz. Fazla uzattıysam kusura bakmayın ama Anzaklar, İngiliz ve Yunanlar gibi bir düşmanımız değildir bizim kadar olmasa da ki olmaz zaten çünkü bizim vatanımız onlar da kendi doğuşları açısından çok mühim bulurlar bu savaşı.
Filmi oldukça başarılı buldum. Gelibolu'da üç oğlunu kaybeden bir babanın Avustralya'dan ülkemize gelip oğullarının izini aramasıyla konu buluyor film. Konu gerçek bir öyküden uyarlama ve oldukça hoştu dram yönünden. Öte yandan İstanbul'un ve ülkemizin tarihi yönü de çok güzel gösterilmiş. Crowe'un ilk yönetmenlik deneyiminde de görülen o ki resme fazlasıyla önem veriyor ve bir çok görsel olarak hoş an, tablo mevcuttu. Önümüzdeki nisan ayıyla birlikte film 38 ülkede vizyon bulmuş olucak ve sanırım bu kadar geniş kitleye iyi insanlar olarak gösterildiğimiz ilk yapım. Beklemediğim bir şekilde Yunanlar oldukça barbar olarak gösterilmiş. Tarihte belliki iyi araştırılmış yani sadece bu olay için değil genel söylüyorum Kuva-yi Milliye falan da mevcuttu. Bu sefer Yunanlar isyan edicek sanıyorum ki o 38 ülke içinde onlar yok haliyle :D özetle ben tarihi filmleri ve tarihi de çok seven biri olarak biraz da yakından içimizden bir film görmekten çok keyif aldım. Artık avrupanın her dönemini ezberledik fakat biz beceremiyoruz. Neyseki Avustralyalılar içinde önemli bir savaş ki beyaz perdeye aktarabiliyorlar 100. yılında. Altyazıları çıkmasının ardından bir de yine Avustralya yapımı mini dizi Gallipoli'yi izleyeceğim umarım o da başarılı bir seri olur. Bu filme ise puanım 8,5/10
İzlerken felaket sıkıldım, uyukladım. Bunun nedenini biraz iş çıkışı gidilmesine bağlıyorum. Diğer nedenim de elalemin adamlarının uyduruk bir aile dramını bizim tarihimizdeki en büyük zafer hikayesi ile birleştirilip sunması.. Taraflı ya da tarafsız fark etmez (tartışılır). İnsanın aklına Atatürk'ün çok güzel bir sözü geliyor ki bu filme çok yakışır: "Git sor bakalım babasının Çanakkale'de ne işi varmış"
Yönetmen yeni bir şey üretmeden, zaten var olan önemli bir hikayeyi bu kadar vasat işlemişse, bunu acemiliğine bağlamak lazım. Yine de bu kadar hassas bir konuda tarafsız olabilmeyi başardığı için takdir ediyorum.
1 Ocak günü izlediğim SON UMUT (The Water Diviner) filminin yönetmeni, yapımcısı ve senaristleri Anzakların torunları olmalarına rağmen film gerçekten tarafsız bir şekilde hazırlanmış. Filmde ülkelerin değerlendirilmesi yerine savaşların yıkıcı ve insanlar üzerindeki bıraktığı olumsuz etkiler ele alınmış ve evrensel bir biçimde işlenmiş. Bilmiyorum, diğer ülkelerde de bizim Türkiye'de izlediğimiz versiyon mu yayınlanacak fakat eğer bu versiyon yayınlanırsa film gerçekten ülke değerleri için değil, dünya değerleri için yapılmış. Aynı zamanda Türk Sineması için de olumlu bir örnek olan bu film sayesinde belki bizim değerlerimizi daha iyi yansıtabilecek yeni filmler de yapılabilir. Zira bu film Türk Tarihi'nin değerlerini bizim dizi ve filmlerimizden daha iyi, daha etkili bir biçimde işlemiş.
Filmde Türkler'in ve Müslümanlar'ın eleştirildiği bölümler olduğunun söylenmesi çok yanlış bir düşünce, Türkler ve Müslümanlar değil; bazı insanlar eleştirilmiş. Aslında bunu kendi ülkelerinden ve dinlerinden olan insanlar için de yapmışlar. Yani filmde milletlerin ve dinlerin eleştirilmesi gibi bir durum yok, bunları savunan insanların kendi hataları eleştirilmiş filmde. Kesinlikle izlenmesi gerekiyor.
Filme dair söylenebilecekler. Russell Crowe'un objektif bakışı ve Cem Yılmazın vasat oyunculuğu espri denemeleri. Hollywood kapılarının kendisi adına sonsuza dek kapandığını galada anlamıştır sanırım. Russell Crowe u tebrik etmek gerekir. Hassas bir konuyu iyi bir şekilde ele almış elindeki hikayeyle. Olduğu kadar olmuş fazlası değil.
Türkleri ve doğuyu kötü göstermemiş; aksine, kahraman ve iyi yürekli insanlar olarak resmetmiş. Bu konuda fark yaratmış muadili filmlerden. Doğuya has eksantrik havayı vermeyi de ihmal etmemiş, haliyle... Oryantalist bakış açısı mevcut tabi ki.
Standartın üzerine çıkmayan, fakat izlenesi bir yapım...
filmi izledim. Cem Yılmaz'ın Hey On Beşli türküsünü Av Mevsimi filmindeki Hayde Türküsünü söylediği sahnenin kopyası olması ve bu türküyü söylerken kalkıp oynamaları hiç hoş olmadı. Onun dışında kocası Çanakkale Cephesinde şehit düşmüş Müslüman Bir kadını canlandıran Olga Hanımın oğlunun sünnet düğününde erkeklerle oynaması hadi leyynnnn dedirtti. Herşeye rağmen Russell Crowe'n konuya objektif yaklaşımı çok hoş olmuş :) İzlemeye değecek bir film :)
Russell Crowe'un ilk yönetmenlik deneyimi. Konu hem Anzak hem de ülkemiz açısından önemli. Olabildiğince objektif olmaya çalışılmış. Harika bir film diyemesem de konu ve iyi niyet açısından bakıldığında en azından takdir edilmeli.
bende filme önyargıyla gitmiştm arkadaşlar. evet bazı oyunculuklar ve efektler kötü olsa da bence izlenmesi gereken bi film. çanakkale savaşını bizim açımızdan da anlatan aslında çok önce yapılması gereken bi film. ben her şeye rağmen filmi beğendm
Vizyona girince değil de orjinal çekimi düştüğünde izleyeceğim bir film.. Bazı filmlerin zorlama reklamları ve gündeme gelme çabalarını bu filmde de gördüm ve yüksek beklentim yok açıkcası ..
7.6 / 10
Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar; gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.'' şeklinde bir mektup göndertmiştir yüce önderimiz. Fazla uzattıysam kusura bakmayın ama Anzaklar, İngiliz ve Yunanlar gibi bir düşmanımız değildir bizim kadar olmasa da ki olmaz zaten çünkü bizim vatanımız onlar da kendi doğuşları açısından çok mühim bulurlar bu savaşı.
"Git sor bakalım babasının Çanakkale'de ne işi varmış"
Filmde Türkler'in ve Müslümanlar'ın eleştirildiği bölümler olduğunun söylenmesi çok yanlış bir düşünce, Türkler ve Müslümanlar değil; bazı insanlar eleştirilmiş. Aslında bunu kendi ülkelerinden ve dinlerinden olan insanlar için de yapmışlar. Yani filmde milletlerin ve dinlerin eleştirilmesi gibi bir durum yok, bunları savunan insanların kendi hataları eleştirilmiş filmde. Kesinlikle izlenmesi gerekiyor.
Standartın üzerine çıkmayan, fakat izlenesi bir yapım...